O'na İthafen- Bir Rüya

Sevgili, 
Bu şiir sana ithafen yazıldı. 
Birgün bir başka sayfada sitede
Veyahut bir kağıtta görürsen
Önce bir tebessüm et ve
Bu şiir BANA yazıldı de...

Türlü çiçeklerin hayat bulduğu bir bahar ayı,

Gökyüzünde parlak bir ay, Huzurlu bir akşam,

5 Mayıs, günlerden Salı.

Bambaşka bir alemin iki farklı insanı iken

İlahi bir kalem ile birbirimize yazılınca kaderimiz

Bir rüya alemindeymiş gibi, saniyeler içerisinde

Sebeplerin sükut ettiği bir anda

Ansızın birbirimizi bulduk baş başa

Derin bir sessizliğin ardından sıcacık iki cümle

Merhaba, Hoşgeldin?

Ruhlara doğru akan iki ılık nehir oldular

Bunlar farklı biraz, normalde ateşi söndürürken su

Bizde bir ateş yaktı ve adına sevda dedik.

İki ılık cümleyle hoş buldum seni…

İşte o an iki benlik bir anda yıkılıverdi

Biri sen diğeri ben

Bir benlik havuzunda eridik ve,

Koskoca bir BİZ’e dönüştük sanki.

Kader planında çizilen yol..

Yürümeye ahdediyoruz elele,

Ölümün geçici firakı geliyor aklımıza

Kısa bir hüzün saracakken tam

Cennet beliriyor gözlerimizin önünde

Hem dünya hem ahret için sevmeye söz veriyoruz.

Sonra diyorum ondan öncesi???

Tatsız tutsuz bir yemeğin verdiği irkinti gibi bir hal hasıl oluyor.

O an anlıyorum senle hayat bulduğumu,

Konuşuyoruz dakikalarca,

Zaman su gibi akıyor

Ve elinden içerken anlıyorum

Bir fincan kahve için 40 yıl hatırın çok kısa olduğunu..

Bir sükut hali daha işte…

Ne düşünüyorsun diyorlar…

Vallahi tamam billahi tamam diyesim geliyor.

Senden gelecek haberi bekliyorum

Büyük bir yarışmaya katılmış minik bir yüreğin heyecanıyla

İşte o mutlu haber, dünyalar benim oluyor sanki…

Derken veda vakti geliyor..

Vedalarda kapılar kapansa da bu sefer öyle olmuyor

Ömürlük bir dostluğun kapısı aralanıyor.
Günler!!!

Bir gün geçmek bilmezken haftalar nasıl geçer diyorken

Su gibi akıp gidiyor zaman..

İşte parmaklarımız! Şahidi mutluluğumuzun

İki alyans! İsimlerimiz kazınmış tıpkı gönlümüze kazıdığımız gibi

Şimdi daha büyük hayallerin peşindeyim.

Bembeyaz bir gelinlikler içinde koluma girmişsin

Kalabalık bir salon, göz alan ışıklar

Sonra bir anons ve bir alkış tufanı..

Biraz utangaç tavırlarla giriyoruz içeriye

Onlar farklı bir havada iken biz başka bir alemdeyiz halbuki

Bir ev düşüyor gözlerimin önünde

Usulca açıyorum

Tatlı bir tebessümün ardından

Gül kokunla sen beliriyorsun karşımda

Sımsıcak bir Hoş geldin deyişin alıyor tüm yorgunluğumu

Kapatıyorum kapıyı, mis gibi aşk kokusu yayılmasın sokağa

Göz hakkı var derler ya kardeşim!

Ne de olsa seven var sevemeyen var.

Mutfağa yöneliyorum ellerinde bir şeyler

Uğraşıyorsun, yanağına bir buseyle kolay gelsin diyorum

Ferah feza bir salona geçiyorum,

Gül kurusu renkler cümbüşü..

Yatak odası… Duvarda resmimiz

Yıllarımızı çalan tek kişilik kanepelere veda şerefine çift kişilik bir yatak

Sofraya oturuyoruz baş başa

İçine sevgi katılmış yemeklerin yiyip üstüne huzur yudumluyoruz.

Bir kere daha hamd ediyoruz bizi bize yazan Yaradan’a

Sonra salona geçiyoruz başını dizlerime koyup kıvrılıyorsun

Saçlarını okşuyorum bir güle dokunur misali

İncinmenden korkarak.

Sen mışıl mışıl uyurken ben uyanıyorum,

Takvime bakıyorum tarih 27 Haziran..

Bekle diyorum kendime! Sabır ve dua ile.

Gayeni Allah’ın rızası yap ve bekle

Sabır ile…Dua ile